14 Eylül 2012 Cuma

Zamanında Çıkarılmayan Maden Maden Değildir

Tarihsel süreçte bir madenin önemi artar ya da azalır. Antik çağlarda ilk büyük medeniyetler mermer, demir ve bakır madenlerinin yoğun olduğu yerlerde kurulurken 18. Yüzyılda sanayileşme devrimiyle birlikte doğan yoğun enerji ihtiyacı kömür yataklarına yakın yerleşim bölgelerini cazibe merkezi haline getirmiştir.

Teknolojik gelismelerle birlikte altın, platin...vs gibi madenler öne çıkmaya başlamıştır. Madencilik yapmanın yatırım ve işletim maliyetleri oldukça yüksektir. Madencilik yapmak büyük sermaye gerektirir. Bu nedenle madenler ekonomik değerinin en yüksek olduğu zamanda çıkarılması gerekir.

Türkiye’de bazı yetkililerin açıklamalarında madenlere yastık altı birikimi gibi bakıldığına şahit oluyoruz. Bu çok yanlış bir bakış açısı.

Düşünün; yastık altında 100 bin Alman Markı saklıyorsunuz. Bu birikiminiz bugün beş kuruş etmez. Çünkü Almanya’nın Avrupa ortak para birimine geçmesiyle bu para tedavülden kalktı.

Örneğin 13. Yüzyılda petrol yatakları hiç para etmiyordu. Hatta kötü kokan bataklıklar olarak bakılan bu yerlerden uzak duruluyordu. Petrolün enerjiye dönüştürülmesinin keşfedilmesiyle birlikte bu bataklıkların sahipleri dünyanın en zengin insanları oldular.

Yarın bir gün soğuk füzyon bulunduğunda, enerjide paradigma değiştiğinde petrol, doğalgaz ve kömür gibi fosil yakıtların hiç bir değeri kalmayacak.

Bu nedenle rahatlıkla ifade edebiliriz ki ‘Bırakalım yerin altında dursun. Nasıl olsa bir yere kaçmıyor. Daha sonra çıkarırız. Daha iyi yöntemler bulunduğunda çıkarırız’ diyenler tam olarak saçmalıyor.

Siz o yöntemlerin gelişmesini beklerken; bugün ekonomik değeri olan madeniniz yarın ise yaramaz kayaçlar olabilir. Bu hoyratlığımızın Türkiye’nin geleceğine çıkaracağı faturanın hesabını vermek o zaman çok zor olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder