16 Nisan 2013 Salı

Alternatif Madencilik

Sağlıklı yaşam için su su su diye her yerde duyduğumuz bildiğimiz inandığımız ve yaşam kaynağımızı gerektiği gibi kullanırsak problem yok. İçine girip nefes almayı denersek tabii ki bir balık kadar doğal olamayız.

Biz araştırmak için maden çıkartıyoruz. Bugün madenler olmasaydı kaç kişi dalış yapıp, milyonlarca çeşit deniz canlısını görebilecekti, kim bir kartalın uçuşunu kayda alabilecekti vs..

Her şey gerektiği yerde, gerektiği zaman ve gerektiği kadar kullanılmalıdır. Madenlerimize şimdi ihtiyacımız varken, neden dışarıya bağımlı olalım ki? Unumuz var, hamurumuz var, fırınımız var ama ekmeği dışarıdan alıyoruz. Artık bunun bilincinde olmalıyız. Artık araba üretmek için değil uçak üretmek için uzay gemisi üretmek için çabalamalıyız. Siyanür zararlıymış evet ama ateşte zararlı. Siyanürü içme, yanan sobaya dokunma! Yaklaşık 125 yıldan bu yana altın üretiminde kullanılan siyanürden dolayı hiç kimseye bir şey olmamışken, biz nasıl karşı çıkarız. Çıkartanlar siyanür, sülfürik asit vs.. yerine çörekotu yağı ya da badem yağı mı kullanıyor (gerçi badem de 297mg/ 100gr siyanür içerir ama neyse) ya da siyanürle, sülfürik asitle fabrikada maddende çalışanlara birşey olmuyor da bölge dışındakiler mi etkileniyor?


Şu an Türkiye’de işletilen altın madenleri, her ne kadar açılması engellenmeye çalışılsa da şimdi Avrupa’da örnek olarak gösterilen işletmeler oldu.

Dişimize yapılan dolgumuzda kullanılan nikelli karışımın yerine donmuş pekmez kullanılsa, doğalgazdan daha da doğal olan tezekler kullanılsa… Eminim yine de karşı çıkılacak bir şey bulunurdu.

Yani kısacası Madene alternatif yine Madendir.