4 Temmuz 2013 Perşembe

Ne Çektiniz Be Madenciler

Mesleğimiz hakkında sürekli negatif benzetmeler kullanılması artık bizler için sıradan bir durum haline geldi. Ne yaparsan yap vahşi madencilik. Tekrar yerine konulamayacak bir değer varsa hep birlikte bunun karşisinda duralım. Ama önce düşünelim ülkemiz için hangisi daha faydalı. Belki bir parkın ağaçlarının kesilmesinin ülkeye bir faydası olmayabilir ama yeraltı kaynaklarımızın ekonomiye kazandırılması söz konusuysa bu maalesef mantıklı bir istek olmaktan uzaklaşıyor.

Keşke ülkemizde de her terfiden, her mutluluk verici bir yükselmeden sonra bir fidan dikilse. İlerideki projelerimizden birisi de bu. Her maden öğrencisinin en az 1 dikili ağacı olacak. Biz maden öğrencileri olarak ya maden ya çevre demedik hiç bir zaman. Madenler,isteğimiz doğrultusunda oluşmuyor. Nerede ne kadar rezerv olacağına biz karar vermiyoruz. Nasıl kendiliğinden büyüyüp yetişen yabani otlar, şifalı bitkiler varsa madenler de onlar gibi. Şifalı bitkileri kesmeyelim, kullanmayalım gibi bir şey olabilir mi? Biz de şifalı yer altı kaynaklarını bulmaya, çıkarmaya çalışıyoruz. Şifalı bitkilerimizin yetersiz kaldığı farmakolojide, operasyonel bir durum gerektiğinde kullanılan malzemelerin %95’i yer altı kaynaklarından sağlanıyor.

Açık kalp ameliyatının görüntüsü ile VAHŞİ TIP, ADAM KESİYORLAR gibi acımasız bir şekilde halkı çok farklı düşünceler içerisine sokabilirsiniz. Ya da tarlayı süren 2 tane büyük başımızla ya da traktörle çektiği pulluk fotoğrafı ile VAHŞİ TARIMCILIK gibi… Traktörle (2 büyük başımızın omuzlarından nasıl bir yük alındığını) tarlayı sürse vahşi madenciliğe karşıyız, büyük başla sürse vahşi tarımcılık? Ben yediğim kırmızı organik domatesime bakarım diyorsanız lütfen karışmayın. Karışıyorsanızda anlamaya çalışın lütfen. Ayrıca bir tarla sürülürken kaç köstebek, karınca …yuvası yıkılıyor bunu hiç düşündünüz mü? Sadece nihai ürüne bakmayalım, o domates yenilecekse ‘Ne yapacan mecbuur…’

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder